Mümkün müdür, henüz hiç bir Gerçek ve Önemli, görülmemiş,
bilinmemiş, söylenmemiş olsun? Mümkün müdür, görmek, düşünmek ve yazmakla
binlerce yıl geçmiş bulunsun ve binlerce yıl, tereyağlı bir dilim ekmekle bir
elma yenen bir okul teneffüsü gibi kaybedilmiş olsun?
Evet, mümkündür.
Mümkün müdür, icatlara, ilerlemelere rağmen, kültüre, dine,
felsefeye rağmen hayatın yüzeyinde kalınsın? Mümkün müdür, bilinmesi yine de
bir kazanç olan bu yüzey bile; yaz tatillerinde salon mobilyaları gibi, aklın
alamayacağı kadar yavan bir kılıfla kaplansın?
Evet, mümkündür.
Mümkün müdür, bütün dünya tarihi yanlış anlaşılmış olsun?
Mümkün müdür, ölen ölen yabancıdan bahsedecek yerde, etrafına üşüşen kalabalığı
anlatır gibi, daima yığınların lafı edildiği için, geçmiş yanlış olsun?
Evet, mümkündür.
Mümkün müdür, insanlar doğmadan önce geçen şeyleri tekrar
yaşamak zorunda olduklarını sansınlar? Mümkün müdür, her birine, kendinden
önceki insanlardan geldiğini hatırlatmak gereksin ve herkes bunu bilsin de
başka türlü söyleyenlerin dediklerine kanmasın?
Evet, mümkündür.
Mümkün müdür, bütün bu insanlar, asla var olmamış bir
geçmişi tamamen bilsinler? Mümkün müdür, bütün hakikatler, onlar için bir şey
olmasın? Mümkün müdür, hayatları, boş odalardaki saat gibi her şeyden kesilmiş,
geçsin?
Evet, mümkündür.
Mümkün müdür, yaşayan kızlar bilinmesin? Mümkün müdür,
“kadınlar” densin, “çocuklar” densin ve bu kelimelerin çoktandır çoğulları
yoktur, sayısız tekilleri vardır, farkına varılmasın (tekmil okumuşluğa rağmen
farkına varılmasın)?
Evet, mümkündür.
Mümkün müdür, “Tanrı” diyen ve Tanrı’nın ortak bir şey
olduğunu sanan insanlar bulunsun? Okul çağında iki çocuk düşünelim: Biri bir
çakı satın alsın, arkadaşı da aynı günde, bu çakıya tıpatıp benzeyen bir başka
çakı satın alsın. Aradan bir hafta geçsin, iki öğrenci, çakılarını birbirlerine
göstersinler; şimdi ancak pek uzak bir benzerlik vardır arasında — başka başka
ellerde çakılar ne kadar değişmiştir. (Çocuklardan birinin annesi şöyle der
hatta: Sizin elinizde zaten ne sağlam kalır ki…) Evet, evet: İnsanın bir
Tanrı’sı olsun da kullanmasın, mümkün müdür?
Evet, mümkündür.
Bütün bunlar, mümkün olduğu, hiç değilse bir imkân zerresi
taşıdıkları takdirde, ne pahasına olursa olsun, bir şey yapmalı. Herhangi birisi,
yani insanı tedirgin eden bu şeyleri ilk düşünen birisi, ihmal edilmiş işleri
telâfiye başlamalıdır; hatta rasgele birisi olsun, bu işin tam ehli olmasın: bu
işi yapacak başka kimse yok ki. Bu genç, âciz yabancı, Brigge, beşinci katta
oturup yazacaktır; gece gündüz: Evet, yazmalıdır; bunun sonu bu olacak.