19 Haziran 2014 Perşembe

hiroşima sevgilim


Erkek: Hiroşima’da hiçbir şey görmedin.
Kadın: Her şeyi gördüm.

Kadın: Senin gibi ben de var gücümle çırpındım unutmamak için. Senin gibi, unuttum. Senin gibi ben de avunmak bilmez bir belleğim olsun istedim, gölgelerden, taşlardan bir belleğim.

Kadın: Kendi adıma her gün savaştım var gücümle, anıların nedenlerini anlayamamanın korkunçluğuna karşı. Senin gibi, unuttum ben de…

Kadın: Seninle tanışmıştım. Seni hatırlıyorum. Sen kimsin?
…..
Kadın: Ellerini bile doğru dürüst hatırlamıyorum… Acıyı, acıyı hala hatırlıyorum biraz.
Erkek: Bu gece mi?
Kadın: Evet, bu gece, hatırlıyorum. Ama bir gün, artık hatırlamayacağım. Hiç. Hiçbir şeyi.
Erkek: Birkaç yıl içinde, seni unuttuğum zaman, bu çeşit başka hikayeler geçince başımdan, aşkın unutuluşu olarak anacağım seni. Unutmanın korkunçluğu olarak düşüneceğim seni. Şimdiden biliyorum bunu.
Kadın: Tıpkı aşkta olduğu gibi bir sanı beliriyor insanın içinde, hiç unutamayacağı sanısı, ben de hiç unutamayacağım sanmıştım Hiroşima’yı bu yüzden. Tıpkı aşkta olduğu gibi.
Kadın: Hi-ro-şi-ma. Senin adın bu.
Erkek: Senin adın da Nevers.”